ÇEVRE BİLİNCİ

İçinde bulunduğumuz ve yaşadığımız ortamı çevre olarak isimlendiriyoruz. Diğer bir deyişle canlı-cansız varlıkların bir arada bulundukları, birbirlerini etkiledikleri ve birbirlerinden etkilendikleri ortam olarak tanımlayabiliriz. Etrafımıza baktığımızda toprak, su, hava gibi ana unsurları ve bunlarla iç içe olarak süregelen bitkiler, hayvanlar, diğer canlılar ve en önemlisi biz insanları da tamamlayıcılar olarak görebiliriz. Bunlar bu ortamın vazgeçilmez unsurlarıdır.

İnsanlar yaşamlarını sürdürmek için içinde bulundukları çevreden faydalanmak zorundadırlar. Fakat bu durum insan yeni şeyler keşfettikçe ve kendisini geliştirmeye devam ettikçe gereğinden fazla artış göstermeye başlamış ve şu an da en tepe noktaya ulaşmıştır. Biz insanlarda ihtiyaç olunandan fazla tüketim ve bunun karşılığında ise yerine konulmayan-konulamayan- doğal kaynakların hızla azalması ile karşı karşıya kalınmıştır. Bu kaynak tüketimi yeni üretimleri ve milyonlarca ürünü ortaya çıkartmak adına yapılmaktadır. Sınırlı olan değerlerimizi çok hızlı bir şekilde tüketirken kirlilik denilen bir şeyi de zamanla tanıma fırsatı bulmuş olduk. Ne havanın, ne suyun, ne de toprağın kendi kendine kirlenmeyeceği herkes tarafından bilinen yadsınamaz bir gerçektir. İnsanoğlu kimi zaman bilerek fakat önemsemeyerek, kimi zaman da farkında olmadan çevreyi oluşturan diğer unsurları kirleterek dünyanın ve dünya üzerindeki canlı yaşamının geleceğini tehlikeye atmaktadır. Tüm dünya üzerinde çevre kirliliği ile ilk kez nüfusu kalabalık ve hızla artan, nüfusun yoğun olduğu kent ve endüstri merkezlerinde karşılaşılmış ve bu kirliliklerin hızla dünyaya yayılmaları, çevrenin kirlenmesine ve bozulmasına neden olmuştur.

Çevre kirliliği konusunda toplumun en küçük birimi olan aileden, eğitimcilere, yerel yönetimlerden vatandaşlara kadar toplumun her kesiminden ve her yaştan insana çok büyük sorumluluklar ve görevler düşmektedir. Bu durumda; şimdi ve gelecek kuşakların temiz hava soluyabilmeleri, sağlıklı ve temiz su içebilmeleri, kırlarda çocuklarımızın rahatça oynayabilmeleri, topraklardan bol ve bereketli ürün alınabilmesi için bireylerin, tek tek ve örgütlü bir şekilde sorumluluklarını bilmeleri ve ona göre davranmaları gerekmektedir. Geleceğini düşünen herkes çevreyi temiz tutmalı ve korumalıdır. Çevreyi temiz tutmanın yolu bireysel sorumluluk duygusundan, çevre bilincinin oluşmasından, oluşturulmasından geçer.

Firmalar, çevre bilincinin gelişmesi için Çevre mevzuatına göre üzerlerine düşen görevleri yerine getirmekte ve ayrıca ISO 14001:2004 Çevre Yönetim Sistemi’ni uygulanmaktadırlar. Ayrıca 2012 yılında uygulamaya konulan 2011-2023 yılları arasında uygulanacak İklim Değişikliği Eylem Planına göre 2030’daki sera gazı salınımını 1.175 milyon ton CO2 eşdeğeri yerine, yüzde 21 azaltarak 929 milyon ton CO2 eşdeğerine indirmek için firmalar, gerekli çalışmaları yapmaktadırlar.

© 2017 Turkish Animal Pro Tüm Hakları Saklıdır.